Atatürk ve Mahsuni Şerif

“Sana Hasret Sana Vurgun Gönlümüz
Neredesin Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Bu Gemi Bu Karadeniz
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost


Ararım İzini Dolmabahçeden
Bir Daha Dönmezmi Bu Yola Giden
İçimde Sen ,Gözümde Sensarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost


Kurban Olam Yürüdüğün Yollara
Kara Peçe Yakışmıyor Kullara
Uyan Bak Bizim Hallara
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost


Bulutlar Terinden, Dağlar Kokundan
Sarhoştur Sevdiğim Mahsuni Bundan
Bir Daha Gel, Gel Samsundan
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost”


SARI SAÇLIM MAVİ GÖZLÜM, NEREDESİN DOST…


Son zamanlarda dilime dolanan ve dinlemekten büyük keyif duyduğum, ozan Mahsuni Şerif tarafından Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ithafen ortaya çıkartılan bir değerli eseri, “Sarı Saçlım Mavi Gözlüm” ü uzun zamandır dinliyorum.

Eski Ardahan milletvekili sayın Faruk Demir, Atatürk’e özlemi dile getiren, Mahzuni Şerif’e ait ’Sarı Saçlım Mavi Gözlüm’ şiirini besteleyerek, bir de klip çekti. Sizlerde, internetin arama motorları yardımı ile bu klipi seyredip, eseri dinleyebilirsiniz.

Hepimizin de iyi bildiği gibi kişiler içlerinde ki ruh hallerine göre müzik tercihlerini yaparlar. Duygu ve düşüncelerini en iyi aktaran müzik ve eserlere yönelirler. Özel anlam yüklü, her ifadesi ile yüreğimizi titreten, tüylerimizi diken diken eden eserlerin boşa hazırlanmış olmadığını, bir mesaj ve anlam yüklü olduğunu bilirsiniz. Verilen emeklerin boş olmadığını düşünürüm.

Büyük mücadeleler sonunda bir nevi yoktan var edilen ülkemizin son yıllardaki durumlarını düşündükçe, geçtiğimiz hassas dönemi düşündükçe, içinde bulunduğumuz zor şartları gördükçe, bu eserin sözleri bana daha anlamlı gelmeye başladı.

Önce ozanımızı, aşık Mahsuni’yi kısaca tanıyalım. Kalp yetersizliği nedeniyle yoğun bakımda tutulduğu Almanya'nın Köln kentindeki hastanede hayatını kaybeden Aşık Mahzuni, 1939'da Kahramanmaraş Afşin ilçesine bağlı Berçenek köyünde doğdu. 1956 yılında Ankara Ordu Donatım Teknik Okulunu bitirdikten sonra, Kuleli Askeri Lisesi'nden ayrılan ozan, 1989-1991 yılları arasında Halk Ozanları Derneği genel başkanlığını yürüttü. Pir Sultan Abdal Dernekleri genel merkez disiplin kurulu başkanlığı, Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Yönetim Kurulu üyeliği ve Ozan-Der onur kurulu başkanlığını da üstlenen Aşık Mahsuni, evli ve 8 çocuk babasıydı.

Eserleri arasında Dom Dom Kurşunu, Yuh Yuh, Fadimem, Gül yüzlüm, Ciğerparem ve Ekmek kölesi gibi eserleriyle tanınan Aşık Mahzuni'nin türkülerini İbrahim Tatlıses'ten Mahsun Kırmızıgül'e kadar birçok türkücü ile bazı pop müzik sanatçıları da okudu. Halk şiirine gönül veren ve konuşma dilini şiirleştiren Aşık Mahzuni'nin 400'e yakın plağı,50 kasedi ve yayınlanmış 9 adet kitabı bulunuyor.

Hayatın her alanında doğru bildiklerini söylemekten çekinmeyen, sosyal ve kültürel içerikli birçok konuya temas eden ozanımızı burada saygı ile selamlıyorum.

Eski Ardahan milletvekili sayın Faruk Demir, Atatürk’e özlemi dile getiren, Mahzuni Şerif’e ait ’Sarı Saçlım Mavi Gözlüm’ şiirini besteleyerek, bir de klip çekti. İnternetin arama motorları yardımı ile bu klipleri ve eseri dinleyebilirsiniz.

Dilimden düşmeyen bu bestenin sözlerini aşağıda ifade etmeye çalıştım. Şiirin sözlerini dikkatle, defalarca okuyun, besteyi defalarca dinleyin. Gözlerinizi kapatın ve o günden bugüne nelerin değiştiğini, nerelerden nerelere, hangi şartlar altında geldiğimizi ama şuanda hangi durumda da olduğumuzu bir gözden geçiriniz.Sakın ağlamayın.Ağlayıp sızlayarak bir şeylerin olmayacağını, onun yerine bir daha hata yapmamaya özen gösterip attığımız adımları iyi tahlil etmeyi tercih edelim. Üzülmek veya birbirimize kahretmek çözüm değildir. Çözüm hatanın düzeltilmesidir. Bir daha tekrarlanmamasıdır. Çok çalışmalıyız;, gece gündüz demeden, zamanımızı en iyi şekilde değerlendirerek, en ücra köşedeki insanımıza gerçekleri anlatana kadar çalışmalıyız.Doğruları bilmeyen insanımız kalmamalı.

Kimlerin ne için hayatını kaybettiğini, kimlerin namusu ile onuru ile yaşamak adına hangi zorluklara katlandığını, bu kişilerin gelecek nesillere güzel şeyleri bırakmak adına her şeylerini nasıl kaybettiklerini bir düşünün. Sonra da günümüze geri dönün ve içinde bulunduğumuz vaziyetin imkan ve şeraitini düşünün.

Sarı saçlım mavi gözlümün bizler için ne kadar büyük bir kişi olduğunu, dava arkadaşlarının emek ve çabalarını, halkın Büyük Önder’in nasıl yanında olduğunu ama şimdi aynı aileden gelmemize rağmen neler yaşadığımızı anlamaya çalışın.

“Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
         
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”